Canım Tuğba, geçen sabah işe gelir gelmez elinde bir kitapla odaya girdi.
"bunu mutlaka okumalısın, tam senlik" dedi.
Ben her kitabı elime alır almaz önce içini koklarım. Mürekkep ve kağıt kokusunu çok seviyorum.
Her kitabın ayrı bir kokusu olduğunu düşünürüm. Kötü kokanına da hiç rastlamadım zaten.
Alışkanlık işte.
Elimi sayfalar arasında gezdirdim.
Kitap kapağı içeriğine uygun. Sade mi sade.
Akşamı zor ettim, hatta aralarda bölüm bölüm okudum.
Fark ettim ki, ben zaten kitapta yazan bir sürü konuyu halletmişim hayatımda.
Sade'lik sadece, evin içini boşaltmak değil derim hep.
Kitaptaki ana tema da bunun üzerine.
Tüm yaşantında, gecende gündüzünde hissedeceğin bir rahatlık hali aslında sadelik.
Kitap'ta bir sürü bölüm var. Sosyal medya, insan detoksu, duygu detoksu gibi.
Size yük veren ne varsa çıkarın gitsin hayatınızdan diyor.
Oh be!
Ne güzel bir hissiyat farkedene!
Emel
ama bu küçük şeylere olan ilgimizi nasıl sadeleştireceğiz, onu bilemedim.
YanıtlaSilMerhaba,ben bu kitabı ilk okuduğumda bir rahmetli anneannem bir de sen gelmiştin aklıma Emelcim:) Kitaptaki çok şey hayatımda yaptıklarımdı bir tek duygularımı sadeleştirmekte zorlanıyorum ben de... Bu arada seramik döşemesiyle sephaya bayıldım.Selamla ve sevgiyle güzel arkadaşım.
YanıtlaSilBen zaten senin sadeliğindeki zarafete vurgunum Emelim...Her bir fotoğrafından huzur fışkırıyor adeta...
YanıtlaSilgaliba bu yazı tesadüf değil Emel
YanıtlaSilBugün bana da sadeleşmek lazımdı
Sevgiler
ne güzeeel :)
YanıtlaSilMis mis harika :)
YanıtlaSilBen de bekliyorum sayfama:)
"Size yük veren ne varsa çıkarın gitsin hayatınızdan diyor."
YanıtlaSilBu cümleye bayıldım.
Ebru