Eski köye, yeni adet!
DIY / Babet boyama / Gold Glitter Flats
İşe gidip gelirken servis kullandığım için, yürüme mesafesi boyunca, yaz-kış ayağımda babetlerim oluyor.
Topuklu ayakkabı giymeyi, doğum yaptıktan sonra bıraktım. Rahat edemiyorum, bir de ayaklarım bir numara büyüdü benim doğumdan sonra, yüksek ökçeler uymuyor artık ayağımın şekline de, rahatımada.
Eski babetlerimi, geçen gün elden geçirken aklıma pinterestte gördüğüm bu uygulama geldi. Parıltıyıda çok sevmem aslında ama sadece babetin ucunda olunca gözüme çok hoş göründüler.
Eğer sizde yapmak isterseniz, babet şart değil, topuklu ayakkabılarınıza bile yepyeni bir görüntü verebilirsiniz.
Hele yeni evlenecek veya gece kıyafetinin altına gümüş-altın pırıltılı ayakkabı bulamayanlar için harika bir çözüm.
Yapmanız gereken, kırtasiyeden parıltılı tozlardan alıp, ayakkabının yüzeyine, tutkal veya uhu sürdükten sonra, pulları üzerine serpip, elinizle, olmadı fırça yardımıyla sürmek.
Biraz kuruduktan sonra rahatlıkla giyebilirsiniz.
Aslında, parıltı, süs-püs yapacak, post yazacak hal-moral bırakmadı ülke gündemi ve kadına uygulanan şiddet haberleri, yitip giden masum canlar!
ve ortalıkta kol gezen ruh hastaları.
Hayat zor bir sınav bazen.
Erkek değil sadece kadına zulm eden, kadın kadınında en büyük zalimi hakikaten.
Önemli olan vicdanlı insanlar yetiştirmek, insan olabilmeyi başarabilmek,
ha kadın, ha erkek!
Nur içinde yat, cennete git, ışığa git Özgecan.
Orada parıltılar içinde, ol!
Gittiği yerde huzurla uyur inşallah! :(
YanıtlaSilAmin demekten, dua etmekten daha fazlasını yapabilsek keşke:(
Silbaşka bir şey gelmiyor elimizden:(
Günaydın:) Maalesef benimde ayaklarım 1 numara büyüdü doğum sonrası ve geçmedi:) Tam benlik bir fikir bu nasıl teşekkür etsem az canım. Dünya garip, sınavlar zor olanlara akıl ermiyor! Çok acı çok hemde...
YanıtlaSilseninde mi:)
SilBeğenmene sevindim.
2007 yılının sonuna kadarı, deyimi yerindeyse tip top olan ben, yeni yılın ilk aylarında yüksek ökçelere el salladım ce dostça ayrıldık. Gerektiği zamanlarda giyerim demiştim kendimce;)))) bir elin parmaklarını aşmayacak sayıda müracaatım oldu kendilerine. Allahtan klasikçiyim de orasında burasında,hiçbir detayı olmayan ayakkabılarım oldu yıllarca, renkleri değişir o kadar:) anlayacağın model konusunda zarar görmelerine imkan yok arada bir topuk konusunda şüpheye düşsem de, nasılsa sırası gelir diyerek elde tutuyorum.:))tam 8 yıldır bekliyorlar anlayacağın. Olsun varsın, giymesem de varlıkları beni sevindiriyor. Gün ışığım, yeni bir haftaya başlarken, umutlarımı,kaygılarımın önünde tutmaya çalışıyorum. Hayat hepimize güzel pencereler açsın diliyorum.
YanıtlaSilgerektiği zamanlarda da çok az topuk ediyorum bende. Hani yerden bitme olanlardan. Senin sekiz sene çok olmuş:) ben verdim gitti:)
SilTüm dileklerin için AMİN.
benim iki hamileliğimde de bir numara büyüyünce neredeyse eşimle aynı ayakkabıları giyecek durumdaydım yıllarca, son aylarda birini attık kaldı bir fazlalık ama sanırım artık böyle kalır. çok beğendim ,her ne kadar pırıltılar bana da uzak olsa sen yapınca güzel yakışmış.
YanıtlaSilÖzgecan için yaşadığı anları gözümde canlandırdıkça düğümleniyorum. Alah'ım hepimizi herşeyin en hayırlısı ile karşılaştırsın duasından başka bir söz yok, gerisi boş. hiçbir ceza Özgecanın yaşadıklarını değiştiremez biliyoruz. dediğin gibi önemli olan vicdanlı olabilmek ve vicdanlı insan yetiştirebilmek. öpüyorm güzel bakan güzel düşünen arkadaşım.
seninde mi büyüdü? Her hamilelikte bir numara atarsa, 3 -4 doğuranlar yandı:) Benim eski haline dönmedi, 39 oldu ve kaldı:)
SilDiğer konuda artık tükendim, düşünmekten ve sorgulamaktan yoruldum. Allah sabır versin ailesine. Zor, çok zor:(
Çok şık olmuş babetler... Güle güle kullanın... Evet erkek, kadın fark etmez... Önemli olan vicdan sahibi olabilmek... Görünen o ki bazı hanımların yorumları hayretlere düşürecek kadar vicdansızca... Sevgiler...
YanıtlaSilTeşekkürler Füsuncum:)
SilOkumuyorum bile onları. Allaha havale ettim.Diyorum ya kadınlar daha acımasız çoğu zaman.
vicdanlı insan olmayı başarabilmek...ne kadar az ve öz ifade etmişsin..
YanıtlaSilen önemlisi o bence. Çocukluktan başlayarak, çiçeği, böceği, kuşu sevmeyi öğretirsen, canı yanar zarar verme, koparma, dersen, sen tokken biri için üzülürsen, çocuk bunları aynalıyor. Söyleme ile değil göstererek öğreniyor insanoğlu.
SilVicdanıda göstereceksin ki öğrensin. Sonrası için artık çok geç oluyor çoğu zaman.
sen tokken aç biri için üzülürsen
SilSevil Atasoy, Hürriyet gazetesi'nde yazmıştı: "...O yüzden bu zincirin, bu iğrenç kısır döngünün hiç başlamaması için, çocuklarınıza, özellikle oğullarınıza, en küçük yaştan itibaren hayvan sevgisi aşılamak zorundasınız. Kediyi, köpeği sevsin diye değil... Kendine muhtaç olana yardım elini uzatmak, saygı göstermek yerine işine gelmediğinde bıçaklayıp kurtulmayı bir yol olarak öğrenmesin ve uygulamasın diye! " Tam da bu söylediklerinle örtüşüyor sevgili Emel..
Silartık şaşırdım, iki ayı bulmuyor, bir acı yaşanıyor ve sayfalarımız kararıyor...acıların çizelgesi kararan blog sayfalarımız. oysa her günümüz ışıltılarla dolsa.
YanıtlaSilne yazık ki:(
Silhiçiçimden gelmiyor benimde birşeyler yapmak, ne hale getirdiler bizi:(
Nice job!
YanıtlaSilhttp://beautyfollower.blogspot.gr