Pazar, Şubat 25, 2024

BİTPAZARI
























 

Eskiler "bayat pazarı" dermiş. Sonra "batpazarı"olmuş ve günümüz de bilinen adı "bitpazarı."

Eski ama halen kullanılabilir eşyaların satıldığı yer anlamında bitpazarı.

Benim gezmeyi en sevdiğim pazarlar ve kullanmaktan asla sıkılmayacağım eski eşyalar.

İstanbul da hiç gitmedim ama Yalova da perşembe günleri kurulan bu pazara tesadüfen, -okulların yarı yıl tatiline girdiği geçen haftalar da,- bir izin günümde denk geldim.

Kıyafet, ev eşyası, dekoratif ürünler, eski porselenler, ahşap çerceveler, hırdavat ve daha aklınıza gelebilecek bir sürü şeyin olduğu, yerlere tezgah açılmış kocaman bir pazar. Kendimi öyle kaptırmışım ki, bir kare fotoğraf bile çekmek aklıma gelmedi.

Fotoğraflardaki tek fincanı 20 TL ye aldım mesela. Tabağı yoktu. Churchill England-tamarind. Tam bir klasik. Şimdiler de sadece koleksiyonerler de bulunabilecek bir model. Gözlerimi alamıyorum ondan.

Sonra, duvarda ki bir kaç ahşap vintage çerceve, 50 TL tanesi.

Şamdanlar keza.

Eski eşyaların, her zaman anlatacak bir hikayesi var sanki. 

Kim bilir kimlerin hayatlarına eşlik ettiler, ne badirelerden geçtiler, belki kırıldılar ama sonra tekrar yapıştırılıp, onarılıp hayatın akışına dahil edildiler, izleri, çizikleri, çatlakları ve tüm kırıkları ile yine birilerine yoldaş oldular. 

Bu eski eşyalar, sahip olduğumuz tüm kusurlarımızla, eksikliklerimiz ile güzelleşmeyi, güzel hissetmeyi, güzel görmeyi çağrıştıyor bana.

İyi geliyor, çok heyecan veriyor.

Mutlu haftalar


Emel🍀











Pazar, Aralık 03, 2023

MANDALİNA KABUKLARINDAN KAPI SÜSÜ-YENİ YIL HAZIRLIKLARI (2)



















Kahvaltı için soyduğum mandalinaların kabuklarını kurutup çayını yaparız diye saklayacaktım. 

Tele dizerken, hem kurusun, hem hoş görünsün diye hazır yılbaşı da yaklaşıyorken, kapı süsü yapayım dedim.

Temiz, paslanmayacak bir tele, ufak parçalar halinde koparıp dizince, çok şirin bir görüntü çıktı ortaya. Böyle kuruyacak bir kaç güne.

Mutfağa astım aslında ama fotoğraf çekeceğim diye ordan oradan taşıdım yine.

Kabuklar kuruyunca, biraz fırınlayıp rondodan geçirirseniz, müthiş bir "mandalina kabuğu tozu"elde edersiniz. Kek ve kurabiyeler için doğal, aromatik, lezzet verici olur.

-mandalinaları soymadan önce karbonatlı suda bekletmeyi unutmayın. Kabuklar, en fazla kimyasal içeren yerleri. Benimkiler bahçeden, ilaçsız olduğu için bu kısmı direk geçtim-

Yeni yıla sayılı günler kala, neşemiz, enerjimiz, mutluluğumuz artarak çoğalsın ve dünyamıza huzur gelsin.

Ne çekti bu insalıktan!

Sevgilerimle,

Emel💓







Pazar, Kasım 26, 2023

ARALIK & ZENCEFİLLİ KURABİYE & YILBAŞI HAZIRLIKLARI (1)























Yılbaşı geliyor.
Bu sene erkenden süsledim ağacı. Havalar hızlı soğuyunca haftasonları daha fazla vakit geçiyor evde.
Yapacak ne çok şey var.
Yaşasın ev!
Yaşasın yeni yıl ruhu!

Yalova da bahçeden topladığımız hurmaları, hafifçe pişirip püre halinde kavanozlara doldurdum. Aynı şekilde balkabağı da yaptım. Turta ve cheesecake yaparken çok pratik oluyor bu kavanozlar.
Zencefilli kurabiyeler her zaman ki gibi aynı tarif üzerinden.
Yazayım tekrar.
Tam zamanı.

100 gram tereyağ -oda ısısında-
1 yumurta
1/2 su bardağı esmer şeker (çok tatlı seviyorsanız miktarı arttırın)
1/2 su bardağı pekmez
1 tatlı kaşığı tarçın
1 tatlı kaşığı zencefil
1 tatlı kaşığı yenibahar -yoksa sart degil-
1 tatlı kaşığı zerdeçal
1 tutam tuz
1 paket kabartma tozu
2.5-3 su bardağı un (kontrollü ekleyin, ele yapışmayan hamur kıvamı)

önce, şeker ve tereyağını iyice karıştırın. (mikserle)
Yumurtayı fazla çırpmadan içine yedirin.
pekmezi koyun, karıştırın.
Diğer mazlemeleri ekleyip en son un ilave edin, kontrollü olarak.
Tezgah üzerinde, merdane yardımı ile hamuru yuvarlak olarak açın. (çok ince olmasın, kalında olmayacak)
Şekilerle kesin, yağlı kağıt serili tepsiye dizin.
170 derece de 8-9 dakika yetiyor.
Soğuyunca üzerine pudra şekeri.

Bu kadar.

Yapın, yiyin, yedirin:)

Hayat her şeye rağmen çok güzel.

Mutlu olmak için sebep aramak yerine, mutlu edecek şeylere odaklanmak en iyisi.

Sevgiler,

Emel🍀